- Ayrıntılar
-
Kategori: Ordu Haberleri
-
Salı, 22 Mart 2016 20:18 tarihinde oluşturuldu
-
Son Güncelleme: Salı, 22 Mart 2016 20:18
-
Salı, 22 Mart 2016 20:18 tarihinde yayınlandı.
-
özcan sütcü tarafından yazıldı.
-
Gösterim: 1850
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, Karadeniz’e sanayi atıklarının yanı sıra ev ve plastik atıkların büyük zarar verdiğini belirterek, “İnsanlar bilinçsizce denize bıraktıkları atıkların kaybolacağını düşünüyor. Oysa o atık insana yediği balık ile geri dönüyor” dedi.
423 kilometre kare alanı, 2 bin 200 metre derinliği ile dünyanın en büyük kapalı iç denizi olan Karadeniz’de özellikle kıyıların aşırı ve düzensiz kullanımı, aşırı avcılık, gemi ve kara kökenli kirlenme, yabancı türler ve küresel iklim değişikliği gibi tehditler nedeniyle canlı kaynaklarının tükenme noktasına geldiğini belirten Yavuz Eroğlu, bu etkenler sonucu Karadeniz’in dünyanın en büyük anoksik (oksijensiz) hacmine sahip kapalı bir deniz haline geldiğine dikkat çekti.
“KARADENİZ ÜLKELERİNİN ATIK YÖNETİM SİSTEMİ YOK”
Eroğlu, dış denizlerle tek bağlantısı İstanbul Boğazı olan Karadeniz’deki kirliliğin temel nedeninin kıyısı bulunan ülkelerin doğru bir atık yönetimi sistemlerinin olmamasından kaynaklandığını belirtti. Karadeniz’de kıyısı bulunan 6 ülkenin düzensiz depolama alanlarının çoğunlukla deniz kıyılarında yer aldığına dikkat çeken Eroğlu, “Dalgalar, sel, rüzgar, kanalizasyon, nehirler ve yeraltı suları aracılığıyla da çöpler denizlere ulaşıyor. Bilimsel çalışmalar denizlerdeki atıkların yüzde 70’inden fazla kısmının karadan denize ulaşan atıklar olduğunu ortaya koyuyor. Vahşi depolama alanlarının rehabilite edilmesi yahut kapatılması ve atık depolama alanlarının deniz kıyılarına yakın yerlere konumlandırılmaması gerekir” diye konuştu.
“İNSANLAR ATIKLARIN KAYBOLDUĞUNU SANIYOR”
İnsanların ırmaklara, dereciklere ve kıyılara attıkları evsel veya plastik atıkların denizde kaybolacağı gibi bir yanılgıya girdiğini vurgulayan Eroğlu, “İnsanlar bilinçsizce denizlere bıraktıkları atıkların kaybolacağını düşünüyor. Oysa atılan yüksek miktardaki atık, güneşin ve dalgaların etkisi ile daha küçük parçalara ayrılıyor, bu ayrılan mikro parçaları ağırlıklı olarak avlanan hamsi, istavrit, sardalya ve palamut gibi yüzey balıkları balıklar yiyor ve bu balıkları da bizler yiyoruz. Yani bizler sadece çevreyi değil, kendi sağlığımızı da tehdit ediyoruz” şeklendi konuştu.
“GERİ DÖNÜŞÜM’Ü CİDDİYE ALIN”
İnsanların artık geri dönüşüm konusunu ciddiye alması gerektiğine işaret eden Eroğlu, şöyle konuştu: “Atık yönetimi ve geri dönüşüm konusunda tüketicilere ve yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Bunların en başında atıkların kaynağında ayrıştırılması geliyor. Söz konusu ayrıştırılmış atıkların yerel yönetimler tarafından aynı özenle toplanması ve geri dönüşüm sürecinin başlatılması ideal çözüm. Kaynağında ayrıştırılmayan, ancak geri dönüşümü mümkün olan malzemeler düzensiz atık toplama alanlarında birbirine karıştırılmış olarak depolanıyor. Bilinçsiz toplama ve depolama neticesinde maalesef bazı atıklar geri dönüşüm şansını da yitiriyor. Bunun için bir an önce yerel yönetimlerimizle birlikte hareket ederek entegre atık yönetimine doğru adımlarımızı hızlandırmalıyız.”
kaynak: haberordu.com