|
- Ayrıntılar
-
Kategori: Sayfa - Akkuşu Tanıyalım
-
Perşembe, 18 Şubat 2016 08:08 tarihinde oluşturuldu
-
Son Güncelleme: Perşembe, 18 Şubat 2016 08:08
-
Perşembe, 18 Şubat 2016 08:08 tarihinde yayınlandı.
-
Super User tarafından yazıldı.
-
Gösterim: 2419
DÜĞÜNLERİMİZ
Akkuş ilçesi de aslında Anadolu'nun her köşesi gibi kendi içinde diğer bölge ve yörelerden ayırt edebileceğimiz değerleri olan bir potansiyele sahiptir. Anadolu kültüründeki çeşitlilik içerisinde yerini tam bulamamış ve gün ışığına çıkamamış bu değerlerimizi size anlatmak istiyoruz.
Toplumun içindeki bazı yazılı olmayan ama kendiliğinden ortaya çıkmış ve bu topluluğa ait olmuş değerlerimizden olan Akkuş düğünlerini anlatmak istiyoruz. Akkuş düğünleri çok neşeli, zengin örf ve adetlerle donanmıştır. Düğünlerimizin toplumumuzdaki yansımasını, aşamalarını sırasıyla şimdi inceleyelim.
1. KIZ BEĞENME ( KIZ BEĞENİLMESİ)
Kız beğenilmesi düğünlerimizin birinci basamağıdır. Düğünlerde, bayramlarda ve özel günlerde gençlerin birbirlerini görmeleriyle veya ailelerin birbirlerine tavsiye etmesiyle kız gözlem altına alınmış olur. Erkek tarafı kız tarafına haber gönderir ve misafirliğe gidilir. Bu gece sohbet mantığı ile yaşansa da gelin adayı gözlemlenir. NOT : Daha eski yıllarda, Damat adayı gelin adayının evine misafir gidermiş. O yıllarda ayaklara giyilen çarıkların ipleri çok dolanarak uçları saklanırmış. Gelin adayı çarıkları çıkarırken iplerin ucunu bulması zor olduğundan uzunca bir zaman uğraşırmış. Bu uzun zaman boyunca da damat adayı kıza iyice yakından bakma fırsatı bulurmuş. Bakraçtan ibriğe su doldurtup elinin titreyip titremediğine bakılırmış.
2. KIZ İSTEME (Dünürcülük)
Damat adayının ailesi gelin adayını beğenirse isteme kararı alır ve başka bir gece tekrar kız tarafına gidilir. İsteme kararı alınmazsa ilk gidilen gece ziyaret anlamında kalmış olur. İsteme kararı alındıktan sonra ikinci gidişte damat tarafı kendi akraba veya aile dostlarından yol,yordam (usul) bilen birilerini de yanında götürür. Akşam yemeği yenilir. çaylar içilir ve Allah'ın emriyle, Peygamberin Kavliyle kızınız...( adı ...) oğlumuz (adı ...) istiyoruz. Bu cümleden sonra söz kız tarafına bırakılır. Kız tarafı kendi eşine dostuna yakın akrabalarına sormak için Erkek tarafından süre ister. Daha sonra tekrar görüşmek üzere sohbete devam edilir. Ailelerin arasında uzun mesafeler varsa o gece kız tarafında yatıya kalınır. Kız tarafının kararını bildirmesi zaman alabilir. Erkek tarafının üç beş defa kız tarafına gittiği olur. İsteme olayından sonra kızla damat adayının görüşmeleri istenebilir. Kendileri karar versin denildiği de olur.
Kız tarafı kararını bildirmek için damat adayı tarafına haber gönderir ve bir akşam yine toplanılır. Aile büyükleri hep bir arada iken konu açılır ve karar açıklanır. Olumlu ise, Allah yazdıysa ne diyelim elimizden geleni yaparız. Ev ocak olurlar denilir. Olumsuz ise, çeşitli bahaneler sunulur. Kızımız küçük, kızımız okuyor, kızımız evlenmek istemiyor vs... Oğlumuza bizde yardımcı olalım başka yerden baş göz edelim denilir. Karar olumlu ise o gece düğün için kararlar alınmaya başlanır. Kız ve erkek tarafından misafirler birbirlerini kucaklayıp tebrik ederler. Allah mesut etsin döllü döşlü etsin denilir.
3. SÖZ KURUTMA... (Söz Kesme)
Dünürlerin birbirlerini tebrik etmesinden sonra kız tarafıyla çeyiz ve kullanılacak eşyaların alımında paylaşım yapılır. Erkek tarafının alması zorunlu olan eşyalar ve takılar vardır. Bu hiçbir yazılı zorunluluğa dayanmaz. Toplum bunu kendiliğinden kabul etmiştir. Erkek tarafı bunları mutlaka yapar. Erkek tarafı çeyiz Sandığı (cevizden), Duvak (gelinlik), Kuşak,Atkı (şal), Ayakkabı önceki yıllarda başlık parası adı altında yüklü paralar istenir ve ödenirdi. Son yıllarda bu anane özelliğini kaybetmiş hatta çeyiz sandığı da aldırma zorunluluğu kendiliğinden kalkmıştır. çeyiz alım paylaşımında sağlanan anlaşmadan sonra o gece nişan konuşulur. Aileler ekonomik güçleri ölçüsünde alacaklarını beyan ettiklerini düğüne kadar tamamlayacaklarını söylerler. Takılarda bizim kültürümüzde önemli bir yer tutar. Tarih boyunca insanoğlu takıları değerli taş ve madenlerden yapmış hediye ve yatırım aracı olarak benimsemiştir. Takılar bizde beşi bir yerde bilezik,yüzük,küpe ve Cumhuriyet altını gibi kendini göstermiş alınacakların sayıları söz kurutma gecesi belirlenmiş olur. Nişan tarihinin de belirlenmesiyle bu geceki sohbet de sona ermiş olur.
4. ÖZEL GÜNLERDE HEDİYE
Söz kurutulduktan sonra dünürler birbirlerine ziyarete giderler. Bu ziyaretlerde köy usulü tereyağı, bulgur, un, ekmek, yoğurt, yumurta, tavuk veya horoz gibi küçükbaş hayvanlarda hediye götürülebilir. Damat yada gelin için hediyeler özeldir. Daha çok kıyafet götürülür. çorap, gömlek, iç çamaşırı, kazak ve takı da olabilir.
5. NİŞAN TÖRENİ
Nişan töreni ayrıca yapıldığı gibi aş boğaz günü yada düğünle beraberde yapılır. Ama ayrı yapıldığı zaman maneviyatına ulaşması daha muhtemeldir. Son yıllarda Türkiye ekonomisinin topluma yansıması bu maneviyatların ayrı ayrı değil de hepsinin birden yapılmasına yol açmıştır. Toplumun çalışan kesiminde izin problemi, tek zamanda işin bitmesinin doğru olduğunu göstermiştir. Nişan günü, erkek tarafı davul ve zurna eşliğinde yakın çevresindeki akrabalarla kız tarafına gider. Kız tarafına erzak takviyesinde bulunulur. Kız tarafı da hazırlıklı olduğundan gelen davetlilere yemek verilir. Yemekten sonra iki taraf ve davetlilerin önünde, yüksek sesle dua edilir ve erkek tarafından getirilen bohçanın ağzı bahşişle açılır. Erkekler gelen bohçayı incelemezler kapatıp kadınlara verirler. Nişan bohçasında çamaşır bulunur. Nişan günü gelinle damat yan yana durdurulur ve hatır sahibi bir büyük yüzüklerini bahşiş alıp takar.Bu törende nişan takan kişi davetlilere sorar .............kızı ........ / ........... oğlu ........... ' na münasip midir. Üç defa tekrar ettirilir ve davetliler münasiptir der ve yüzükler kesilir. Nişan takılınca kızın kardeşi yada yakını bakraçta şerbet karıştırır. O da bahşiş ister ve bahşişini alır. Şerbet dağıtılır. Bazen şerbetle helvada dağıtılır. Yapılan şerbetten bir bardak şerbet doldurulur ve yarısı kıza diğer yarısı da damada içirilir. Davul, zurna eşliğinde oyunlar oynanır. Semah dönülür, orta oyunları oynanır. Alkol sofrası kurulup sabahlara kadar eğlence yapılır.
6. DÜĞÜN TÖRENİ
Nişan töreninden sonraki ziyaretlerde düğün tarihi belirlenir. Düğün tarihinden önce tarafların yapacakları tespitler önemlidir. çeyiz alımındaki eksikler tamamlanmış olur, davetiye hazırlığı yapılır. Akkuş halkı bu davetiye konusunda birkaç değişik yöntem kullanır. Kız tarafına akrabalarını davet etmesi için 10 30 giyime varan ayakkabı erkek tarafından okuntuluk diye verilir. Söz kurutma gecesi bu kesinleşmiştir. Nişan davetiyesi eskiden talih şekeri diye bilinen dışı jelatinli şekerlerden oluşurdu. Düğün davetiyesi şimdi daha çok kart bastırılarak yapılıyor. Akkuş'taki diğer bir davetiye yöntemide sabunla davet etmektir. Köy halkına tek tek sabun verilir davet edilir. Sabun el içi ile alınmaz el üstü ile alınır hayırlı olsun denilir. Ayrıca, son yıllarda gömlek ve tülbentle davet etmede kendini göstermektedir. Düğünden bir hafta önce üç gün önce aşboğaz diye bilinen bir geleneğimiz vardır. Aşboğaz günü gelin tarafına erkek evinin yaptığı çeyiz atlar ve eşeklerle taşınır. Ayrıca yüklüce bir erzak takviyesi kendini burada da gösterir. Kırmızı et, tavuk, bulgur, mısır, un, ekmek, anlaşmada var ise alkol de erkek tarafından kız tarafına aşboğaz günü götürülür.
Aşboğaz günü davul ve zurna eşliğinde davetliler oynaya, eğlene (alkol ve meze önemlidir.) kız tarafına gidilir. Götürülenler teslim edilip eğlence yapılır ve geri dönülür. Böylece aşboğazla düğün başlamış olur. Ertesi gün veya tarafların belirlediği bir gün ilçedeki belediye başkanına çıkılır. Resmi nikah yapılır. Resmi nikah günü kız naz eder bahşiş alır. Bu güne halk kayıt günü der. İlçenin haftası bir gün düğünden önce gelin için alış veriş yapılır. Buna da eksik görme denir. Düğünler genelde iki gün iki gece yapılır. Haftanın içine de şöyle yayılmıştır. Hafta sonu Cuma akşam / cumartesi gündüz ve akşam / Pazar gündüz. Hafta içi Salı akşam / çarşamba gündüz ve akşam / Perşembe gündüz şeklinde günlere yayılır.
Birinci akşam mehter gelir (davul, zurna veya saz grubu ) burada düğünü başlatır. Bazı aileler düğünlerini dualatıp başlatır. Akşam komşular toplanır. Gelen davetliler zurnayla kapıdan yedi adım ilerde karşılanır. Yöre türkülerinin ezgileri çalınır. Gelen davetliye önce davulcu hoş geldin der bahşiş alır. Sonrada düğün yemeğini yapan ahçıbaşı (aşanacı. aşanası ) çay tepsisine koyduğu şekerlerle gelir hoş geldiniz der. Hoş geldin önemli bir değerdir hala devam etmektedir. Hoş geldin diyen aşanacı da bahşişini alır. Bütün davetlilere böyle hoş geldin denilir. Yemekler yenir.
7. DÜĞÜN YEMEKLERİ
Mısır Çorbası |
Kuru Fasülye |
Pirinç Pilavı |
Mercimek Çorbası |
Taze Fasülye |
Bulgur Pilavı |
Yayla Çorbası |
Türlü |
Kavurma Et |
Pancar Dolması |
Turşu |
Yahni (Sığır Etinden) |
|
Salata |
Yufka |
|
Börek |
Somul Ekmek |
|
|
Meyve |
Yemeklerde önce mısır çorbası vardır. Sonra diğer çeşitler devam eder. Gönüllü davetliler Sofranın kurulmasında ve yemek dağıtımında görev alırlar. Mutfakta da gönüllü bayanlar yardımlaşıp yemek aşamasının bitmesine yardımcı olurlar. Yemekten sonra alkol sofrası kurulur. Mezeler dizilir. Saygı ve şevkle eğlence yapılır. Damatla sağdıç oynatılır. Bu geceki düğüne komşu düğünü denilir. Akkuş'un düğünlerinde organizasyonun sağlanması için düğün sahibi bir büyüğü görevlendirir. Bu büyüğe düğün kahyası denilir. Düğün bitene kadar eksik, gedik, her şeyle düğün kahyası ilgilenir. Ayrıca alkol sofralarında muhabbetin artırılıp düzenli yürümesi içinde sofradaki davetlilerden biri oy birliği ile sofra reisi seçilir. Birinci gece sonunda davetliler davul ve zurnayla uğurlanır yatıya kalan misafirler komşular tarafından istirahat ettirilir.
Sabah düğünün ilk günü başlar. Mehterler çalarlar söylerler düğün evini şenlendirirler. Birinci gün damat tıraş ettirme günüdür. Komşular toplanırlar. Atlar yarıştırılır. Mehterler eşliğinde köyde tur atılır. Bir komşunun evinde konaklanır. Damat tıraş edilir. Damat tıraş sırasında gülerse ceza alır. Berber sakal çok sert deyip bahşiş ister. Tıraş bitince eğlence yapılır. Semah dönülür. Taklitler yapılır. Köydeki düğünlerde damatla sağdıçta at koştururlar. Düğün evine geri dönülür. Eve yaklaşınca, evdekiler aşanacı halbur donatır. Sekiz on tane halbura fındık, fıstık, ceviz, şeker, gofret, bisküvi, yumurta vs... doldurulur halburları alan atlılar atlarını koşturur. Diğerleri de halburları kapmaya çalışırlar. Damat sağdıca emanettir. Ayakkabılarını çaldırırsa da sağdıç ceza alır. Damat kaçırılır saklanır. Kaçıranlar hediyelerini alırlar damadı öyle verirler.
İkinci akşam düğünün en hareketli akşamıdır. Halk arasında bu geceye ulu düğünü gecesi denir. Köy büyükleri, önemli misafirler bu gece gelir. Akşamüzeri muhtarın ayağına mehter gönderilir. Muhtar özenle getirilir. İkinci gece düğün kalabalık olur. Kadınlar için en yakın ikinci bir ev açılır. Misafirler yemek yedikten sonra bol neşeli sofralar kurulur. Düğün sahibi büyük rakı, pişmiş tavuk, soğuk mezelerden oluşan bir sini donatır ve davetlilere geldikleri için teşekkür eder, sizden muhabbet istiyorum. Düğün sizin düğününüz der açılışı yapar. Alkışla uğurlanır ve ikramlar devam eder. Erkek tarafına düğüne giderken en çok rakı vb... içkiler hediye götürülür. Sini donatılıp ikram edilir. Davetlilerin hepside ikramda bulunabilirler.
Kız tarafına düğüne gidenlerin böyle bir zorunluluğu yoktur. Alkol götürülmez. çünkü, kız tarafı erkek tarafından ihtiyacı kadar içkiyi zaten almıştır.
Son yıllarda damat donatma şeklen değişmiş olup amacı hala aynıdır. Eskiden, düğüne davet edilenler gelemeseler bile 2, 3 metre bez (basma) damada hediye gönderirdi. Ayrıca davet edilenler kap kacak eksiğinin tamamlanması için herkes tabak, tencere tepsi, sini getirir, hoş geldin denildiğinde hediyeleri verirlerdi. Bu hediyelere saçu denirdi. Gelen basmalara da askuluk denirdi. Buradaki amacı evlenenlere yardım etmek eksiklerini tamamlamaktı. Şimdi ise yine yardım ediliyor ama askuluk asılmadan tepsiyle para toplanıyor. Damatla sağdıç ikisi bir dastarın üstüne çıkarlar. Donatmayı iyi beceren özel insanlar vardı tabii. Gelen basmalar gönderenin adıyla yüksek sesle (örneğin : Dayısından 4 metiro yardım alamadım basması, Emesinden 3 metiro talla sadduran basması vs...) şeklinde söylenir, daha sonra sayılır. Damadın ceketi giydirilirken donatan kişi kolu kısa omzu dar deyip bahşiş alır. Daha sonra donatan derki; ey cemaat bu delikanlı uzun yolculuğa gidiyor. Malum yolda para harcayacak buna bir yardım edelim der ve davetlilerde bahşiş atarlar.
Son yıllarda bu görüntüler yok oldu. Damatla sağdıç yanyana durur, davetlilerden bahşiş toplanır. Amacı yine yardımdır. Ulu düğünü gecesi orada bulunan herkes düğüne katılır. Oyunlar oynanır, türküler okunur. Sofra reisi seçilir. Reisten izinsiz konuşan ceza alır ve cezasını büyük rakı, tavukla öder. Sofrada reisin tam hakimiyeti vardır. Sofrayı o idare eder. Sıra türküleri okunur. Mehterlere bahşişler atılır. Eskiden davulla güreşen güreşçiler varmış şimdi ise yok. Davetliler eğlencenin verdiği mutlulukla silahla ateş ederler. Davetlilerin isteğine göre sofra kaldırılır. Kalkan sofraya davul konur üstüne para atılır. Aynı evdeki kadınlarda türküler söylerler. Daha çok semah dönerler, halay çekerler.
8. KINA YAKILMASI
Kına düğünün ikinci gecesi yakılır. Erkek tarafı da kız tarafı da aynı gece kendi evlerinde veya erkek evi kız tarafına gider. Kına yoğrulur, bahşiş alınır. Gelin sandalyeye oturur. Başına tülbent örtülür. Gençler etrafında dönerek ellerindeki mumlarla; Kınayı getir aney Parmağın batır aney Bu gece misafirim Koynunda yatır aney
çattılar ocak taşını Kurdular düğün aşını çağırın gelsin gardaşını Yaksın kızın kınasını diyerek kına yakılır, kına yakılan eller beyaz bezle sarılır. İkinci gecede böylece sona erer. Misafirler komşular tarafından paylaşılıp konuk edilir. İkinci sabah erkek evi gelin almaya gidecektir. Davetlilerin toplanacağı saat ulu düğün gecesi söylenmiş olup o saatte yola çıkılır. Kız evine giden düğün alayı at koşturur, oynarlar, silah atarlar. Kız tarafının mehteri gelen düğün alayını karşılar. Erkek tarafından gelen düğüncü (düğün alayı) içinde bir bayan vardır ki o düğüncü başıdır. Atını gelin evinin önüne kadar çeker.Kız tarafı da kapıyı kapatır gelen düğün alayını içeri almazlar. Düğüncü başı bahşişte anlaşır ve kapı açılır. Gelin almada da yine eğlence bütün hızıyla devam eder. Erkek tarafının mehterinden zurnacı ile kız tarafının mehterinin davulcusu kızın kınasını yıkamaya giderler. Bir grup gelini ata bindirir. Köyde tur attırılıp çeşme başında elleri yıkanır. Aynı anda damatta köyde bu düğün alayı ile at koşturur. Bu geleneğe güyo (damat) çimdirme, gelinin kınasının yıkanması denilir.
Gelin tarafında iki düğün alayı da eğlenir ve düğün kahyaları gelinin çeyizini dışarı çıkarttırır. Teslim alınan çeyiz dastarlara ve çullara sarılır. At ve eşeklere yüklenir. İçeride de gelinin duvağı giydirilir. Mehterlerde gelin çıkarma havasını çalarlar. Buna kız başı döşürme denir. Başı döşürülen gelinin beline kurdelası erkek kardeşi tarafından bağlanır. Annesiyle kucaklaştırılıp, helalleştirilen kız kapıya çıkarılır. Damadın, sağdıcının bindiği at hazır gelini bekler. Kız tarafı burada bahşişini takar atın sağından gelin ata bindirilir. Düğün alayı silah atarak yola düşer. Oynayıp, halay çeken düğün alayı erkek evine yaklaştığında damat geline üç tane elma veya yumurta atar saklanır. Gelinin atının başını damadın sağdıcı çeker. Gelinin sağdıcı kız tarafında kalmıştır. Erkek evine gelen gelin attan inmeden kucağına erkek veya kız bebek verilir. Döllü döşlü olsun diye. Gelin kapıda attan inmeden başından şeker dökülür. Damadın babası, annesi hediyeler verirler. Gelin attan iner. Damat kayıptır bulunur ve mehter eşliğinde getirilir. Kurban kesenlerde olur. Gelin eve damatla aynı adımları atarak girer. İçeride eline ip verilir. Gelin ipi kırar. Kaynanasını kucaklayıp üç kere kaldırır. Götürülen çeyizler tekrar erkek evine getirilir. Gelin çıkmadan gelinin erkek kardeşi çeyiz sandığının üzerine oturur ve bahşiş alır. Gelinin sağdıcı tarafından damadın sağdıcına yastık satılır. Gelinin çeyizinin içinden bir yastık erkek evine gelinden önce getirene damat bahşiş verir. Gelin tarafı bazı köylerde gelinden bir gün sonra erkek tarafına gider eğlence yapar. Buna duvak denilir.
NOT : Akkuş halkı düğünlerini istek ve arzuları doğrultusunda müzikli yada mevlitli olarak yaparlar. Düğünlerdeki birçok örf ve adet aynen uygulanır.
9. DENE DÖKME ( DUVAK)
Mehter çağrılır. Gelinin eline bir avuç buğday verilir. Ağırlama çalar semah başlar tekrar üç defa ağırlama çalınır. Gelinle beraber dokuz kişi semah döner. Gelin elindeki deneleri dönerken yere serper. Nasipli, kısmetli olayım bolluk getireyim diye. Davetlilerle semah dönerler sonra gelin istirahat ettirilir. Davetliler kaynana ve kayınpedere gözünüz aydın deyip dağılırlar.
Gerdek gecesinin sabahı sağdıç kız tarafına gider. Gelin ve damadın selamlarını söyler hemen döner. Üç gece sonrada kız tarafına damadın ailesi, gelin ve damat el öpmeye giderler. Gelin ve damat kız tarafına küsmüş gibi davranırlar. Gönülleri olsun diye onlarda hediye verirler. O gece yatıya kalınır ertesi gün dönülür. Bu çalışmalar Tahsin AKKAYA ve Hikmet UZUN tarafından yöre düğünleri gözlemlenip araştırılarak yazılı hale getirilmiştir.
Ana Sütlüğü: Anneye alınan özel bir hediyedir. Aş boğaz günü gelin tarafına götürülüp kızın annesine verilir. (Cumhuriyet altını) Aşboğaz: Düğüne başlamadan üçbeş gün önce erkek evinin kız evini ziyaretidir. Davul zurna eşliğinde gidilir. Erkek evi çeyizleri kız evine götürür. Erzak takviyeside yapılır. Cerek: Uzun ince ağaç. ( kesilmiş fidan ) Dastar (çul): Renkli iplerle basit atölyede dokunan dikilip birleştirilen kilim çeşidi Damat: Güyo Düğün Kahyası: Düğünün organizasyonunu sağlayan kişi Düğüncü başı: Düğün alayının başını çeken en öndeki ata binen bayan. ( Erkek tarafından ) Kanil Görme: Düğünün ikinci gecesi kızın kardeşlerinin erkek evine ziyareti. Nazlanıp küserler ve bahşişle gönülleri alınır. Mehter (Aşık): Düğünlerde müzik yapan müzisyenler. Sağdıç: Damada gardaş Gardaş Hakkı: Kızın kardeşine alınan hediye. (Takım elbise) Sofra Reisi:Alkol sofrasındaki idareci kişi. Yiğit Yolluğu: Gelin alındığı gün kız tarafının gençleri erkek evinin yolunu cerekle keser ve hediyesini alır. Verilen hediye. (koyun, keçi) Çalışmanın düzenlemesi Mustafa YILDIRIM tarafından yapılmıştır.
AKKUŞ'TA ORTA OYUNLARI
Akkuş ilçesinin köylerinde uzun kış geceleri ve özel günlerde köylünün hoş vakit geçirebilmesi için, genç yaşlı herkesin katıldığı orta oyunları oynanmaktadır. Son 15 - 20 yıldır şehir yaşantısı cazip hale gelmiş. Göç başlamış köyler boşalmıştır. Böylece orta oyunları da kendiliğinden yok olmaya yüz tutmuştur. Oynanmaya oynanmaya oyunların bazı özellikleri yok olmuş hatta hatırlanamaz hale gelmiştir. Oyunların Akkuş halkına nereden geldiği ya da nasıl ortaya çıktığı konusunda henüz bir bilgi yoktur. Ancak cumhuriyet dönemi boyunca (yakın tarih ) oynanıp eğlence aracı olarak kullanıldığı kesindir. Oyunların genel esprisi hep hoş görüye dayanır, mizah yanı güçlüdür. Espriler yazılı olmayıp malzemelerdeki orijinallik gibi sözlerde doğaçlamadır. Özel bir dekor ve malzeme hazırlamaya gerek yoktur. Oyunlarımızı sırasıyla inceleyelim.
1. DEVE OYUNU
Malzemeler: 1.Bir adet çul 2.Bir adet kolan (el dokuması enli ve desenli uzun ip) 3.İki adet değnek 4.Dört şahıs
Oynanışı ==>İki kişi sırt sırta ayakta kolonla bellerinden bağlanır. Bağlı iki kişinin başından çul ile üstleri kapatılır. Bağlı kişiler önlerine doğru eğilirler. Üçüncü kişi bağlı kişilerin üstüne oturur ve deveye komut verir. Kık der deve yatar , kık der deve kalkar. Birbirlerine bağlanan bir ve ikinci kişi elindeki değneklerle üstteki kişiye vurmaya çalışırlar. Üstteki kişi sakınır. Üstteki kişi deveyi meclistekilere satmak ister met eder. Meclistekilerde üyelerle deveyi rahatsız ederler, deve huysuz derler. Az fiyat verirler. Dördüncü kişi alıcıdır. Devenin dişine bakmak ister. Deveye daha önce su verilir. Deve dişine bakmak isteyen alıcıya su fışkırtır.
2. AT ÇAKMA (AT NALLAMA) Malzemeler: 1.Bir adet kolan 1. Şahıs ( Nalbant ) 2.Bir adet kerpeten 2. Şahıs ( At ) 3.Bir adet çekiç 3. Şahıs ( Postacı ) Oynanışı ==> Nalbant kolanı boynuna asar, kerpetenle çekici birbirine vurarak meclisin ortasında dolanır. "At çakarım. çakılacak atınız varsa at çakarım." Müşteriler atlarını gösterirler. Meclisten birinin ayaklarını tutar. (2 şahıs) Sırtını dönüp ayaklarını bacaklarının arasından geçirip topuklarından bağlar. Elindeki çekiçle, kerpetenle çakıyor gibi ses çıkartır. Türküde söyler, keyifle ıslık çalar. Birinci ati çakarken postacı gelir. Nalbanda der ki;
Postacı _ Baban öldü. Nalbant _ Ölsün işim var gelemem kaldırsınlar der... İkinci atı çakarken postacı gelir. Postacı _ Annen öldü. Nalbant _ Siz kaldırın iyi insandı der... devam eder. Üçüncü atı çakarken postacı yine gelir. Postacı _ Nişanlın ölmüş Nalbant bağlı atı çözmeyi unutur panik içinde atı ortalıkta sürükleyip durur. NOT => Her atı çakarken de türküler maniler söyler. 3. KALAYCILIK Malzemeler: 1.Bir adet kolan 1. Kişi körük 2.İki adet uzun değnek 2. Kişi körükçü (çırak) 3.Bir adet ceket 3. Kişi kalaycı 4.Bir bakırtaş 4. Kişi postacı 5.Bir çekiç 6.Bir sini 7.Dört şahıs Oynanışı ==> Birinci kişi oturur. Oturan kişinin boynundan ayakuçlarına kolonla bağlanır. Bağlanan kişiye ceket önden giydirilir.Uzun değnek kolların uçlarından geçirilir ve gerdirilir. İkinci kişi (çırak )körüğün arka tarafına oturur.Değneğin uçlarından tutup ileri geri hareket ettirir. Üçüncü kişi (kalaycı) kap kalaylamaya başlar.Elindeki siniye bakar.Türküler söyler.Bu sırada postacı gelir. Postacı e Kolay gelsin.Baban ölmüş der. Kalaycı e gelemem elimde çok iş var der.İşine devam eder.çırağın kafasına vurur körüğü iyi çekemiyorsun der.çırak hızlanır. Bir süre sonra postacı yine gelir. Postacı e kolay gelsin ama annen ölmüş der. Kalaycı e kaldırsınlar ben gelemem der.İşine devam eder.Türküler söyler sopayla körüğün altını karıştırır. Bir süre geçtikten sonra postacı yine gelir. Postacı e nişanlın ölmüş der. Kalaycı e çırak hemen körüğü sıva acele et çabuk der. çırakta baca kurumu ile körüğün ağzını sıvamaya çalışır.Körüğün ağzına su ile karıştırılmış kurum sürer.Körüğü omuzlayıp gider. 4. TİLKİ OYUNU Malzemeler: 1. 78 adet şapka 2. Bir adet tülbent 3. Bir adet uzun değnek 4. Bir adet çul 5. Gaz yağına batırılmış bez parçası 6. Birinci kişi ( Tilki ) 7. İkinci kişi ( çiftlik sahibi ) Oynanışı ==> İki şapka tevekler yukarı gelecek şekilde tülbentle kafaya sarılır.Uzun değnek bacak arasından geçirilip arka uca gaz yağına batırılmış olan bez bağlanır.çul üstüne örtülür.Diğer şapkalar meydana serilir ( Tavuk olarak ). Tilki dışardan sinsi sinsi hoplaya hoplaya tavukların yanına gelir ve tavuk çalıp kaçar. çiftlik sahibi tilkiyi kovalar. Seyirciler tilkinin kuyruğunu yakmaya çalışırlar. Tilki kuyruğu yanana kadar tavuk çalar.Kuyruğu yanan tilki ateşli kuyruğunu seyircilerin arasında savurur döner durur. 5. TOSBAĞA (KAPLUMBAĞA) Malzemeler : 1. Birinci kişi ( Tosbağa ) 2. İkinci kişi ( Tosbağa ) 3. Bir kişi ( Değnekçi ) Oynanışı ==> İki kişi karşılıklı oturur.Dizler bükülür.Eller bağlanır.Uzun değnek dizlerin altından kol dirseklerinin üstünden geçirilir.Kolonlarla sıkıştırılır.Tosbağalar karşı karşıya oturtulur.İleri hamle yaparak birbirlerini devirmeye çalışırlar.Değnekçide düşeni kaldırır.Elindeki değneklerle tosbağaları itekler karınlarını dürter. 6. DÖK DÖK KARAKOLU Malzemeler : 1. Bir adet ceket 2. Bir adet inek çanağı dolusu su 3. 56 oturan kişi 4. Bir kayıp arayan kişi ( mağdur ) Oynanışı ==> 56 kişi yarım daire şeklinde oturur.Diğer kişi elindeki ceketi oturanların birinden başlayarak kişinin başına geçirir.Kolundan aşağıya doğru yüksek sesle alo alo orası neresi diye sorar.Başına ceket geçirilen kişi cevap verir.Alo alo burası (bölgeye yakın karakol isimleri söylenir) salman karakolu. 1.kişi _ Hayırdır bir durum mu var Mağdur_ Efendim ben bir davar kaybettim.Bulan var mı diye soracaktım.
Kaynak: akkus.gov.tr
|
whatsapp-hatti & Duyuru Panosu |
>
|
ÇINAR HUKUK VE ARABULUCUK BÜROSU |
|
Akkuş'u Tanıyalım |
Written on 18/02/2016, 08:20 by Yönetim
YılToplamŞehirKır
1965[6]
39.530
1.624
37.906
1970[7]
43.686
1.949
41.737
1975[8]
45.245
3.244
42.001
1980[9]
49.157... Written on 18/02/2016, 08:18 by Yönetim Akkuş İlçemizin Tarihi İlkçağ öncesi yani Yazının bulunmasından öncesine kadar dayanmaktadır. Akkuş’a ilk yerleşen, burada ilk yaşayan Kavimlerin... Written on 18/02/2016, 08:11 by Yönetim A. Düğencili Mahallesi
Akpinar Mahallesi
Ambargürgen Mahallesi
Çaldere Mahallesi
Çamalan Mahallesi
Çamlıca Mahallesi
Çavdar Mahallesi
Çayıralan... Written on 18/02/2016, 08:11 by Yönetim Akkuş ilçesinde kültürel yapı Orduya bağlı olsada Tokata benzemektedir. İlçemizde halk oyunları, giyim-kuşam, yemekler (Tokat Kebabı, mısır ekmeği vs.) ve... Written on 18/02/2016, 08:10 by Yönetim Akkuş halkının başlıca geçim kaynağı tarım(fındık,kara lahana,mısır,mahlep vb), orman, hayvancılık, el sanatları ve ticaretdir. Halıcılık son yıllarda... Written on 18/02/2016, 08:10 by Yönetim Akkuş halkının başlıca geçim kaynağı tarım(fındık,kara lahana,mısır,mahlep vb), orman, hayvancılık, el sanatları ve ticaretdir. Halıcılık son yıllarda... Written on 18/02/2016, 08:09 by Yönetim Akkuş İlçemiz Orta Karadeniz'in iç kısımlarında Canik Dağları üzerinde Argan Tepesi eteğinde kurulmuş olup,Doğusunda: Kumru, Batısında: Erbaa ve Niksar,... Written on 18/02/2016, 08:09 by Yönetim İlçemize Karadeniz sahil yoluyla Ünye üzerinden ve Tokat’ın Niksar ilçesi üzerinden ulaşım sağlanmaktadır.Ünye-Akkuş-Niksar yolu, Karadeniz sahil yolu ile... Written on 18/02/2016, 08:08 by Yönetim DÜĞÜNLERİMİZAkkuş ilçesi de aslında Anadolu'nun her köşesi gibi kendi içinde diğer bölge ve yörelerden ayırt edebileceğimiz değerleri olan bir potansiyele... |
|
|
|
Arşivlenmiş İçerik |
-
Eylül, 2017
-
Ağustos, 2017
-
Temmuz, 2017
-
Haziran, 2017
-
May, 2017
-
Nisan, 2017
-
Mart, 2017
-
Şubat, 2017
-
Ocak, 2017
-
Aralık, 2016
|
Site Giriş Bilgisi |
004268437
Bugün Dün Bu Hafta Geçen Hafta Bu Ay Geçen Ay Tümü
5515 917 11217 4244973 36589 39714 4268437
Your IP: 18.226.133.249
Server Time: 2024-12-21 19:10:13
|
Kimler Çevrim İçi |
149 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi
|
Akkuş İlçesi Web Siteleri |
|
|